Yapay zeka (YZ) ve bilişim teknolojileri alanında yürütülen hukuki çalışmalar, insan hakları kavramının değişen dinamiklerini ve çağın gerekliliklerini gözler önüne seriyor. "İnsan Hakları" terimi, tarih boyunca sürekli zenginleşen ve bulundukları döneme uyum sağlamaya çalışan bir kavramdır. İnsan hakları, bireylerin yalnızca insan olmaları sebebiyle doğuştan sahip oldukları hakları temsil eder. 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, bu hakları güvence altına alarak önemli bir temel oluşturmuştur. Ancak, günümüzde hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, yeni riskler doğurarak bu hakların korunma ihtiyacını daha da artırmaktadır.
Yapay zeka alanında düzenleme ve denetim yapma konusunda öncü rol üstlenen Avrupa Birliği, 5 Eylül 2024 tarihinde Vilnius, Litvanya'da imzaya açılacak olan Yapay Zeka, İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü Çerçeve Sözleşmesi'ni Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kabul ederek onaylamıştır. Bu sözleşme, aynı zamanda uluslararası planda imzalanan ilk yapay zeka sözleşmesidir.
Çerçeve Sözleşme, yapay zekanın insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilerek kullanılması gerektiğini vurgulamaktadır. Uluslararası insan hakları belgeleri dikkate alınarak hazırlanan bu sözleşme, yapay zeka sistemlerinin güvenilirliğini artırmaya ve olası olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çözümleri de içermektedir. Sözleşmede taraf devletlerin uyması gereken ilkeler şu şekilde sıralanmıştır:
- İnsan onuru ve bireysel otonomiye saygı: Her bireyin onuruna ve kendi karar verme yetisine saygı gösterilmelidir.
- Yeterli şeffaflık ve gözetim gereklilikleri: Yapay zeka sistemlerinin nasıl işlediği konusunda açıkladığı bilgi düzeyi arttırılmalıdır.
- Hesap verebilirlik ve sorumluluk: YZ sistemlerinin olumsuz etkilerine karşı hesap verme mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Eşitlik ve ayrımcılık yasağı: Herkesin eşit muamele görmesi sağlanmalı, ayrımcılık önlenmelidir.
- Mahremiyet ve kişisel verilerin korunması: Bireylerin mahremiyetine özen gösterilmeli ve kişisel verileri koruma altına alınmalıdır.
- Güvenilirlik ile ilgili tedbirlerin alınması: YZ sistemlerinin güvenilirliğini artırmak için gerekli önlemler alınmalıdır.
- Yetkili makamların gözetimi altında güvenli yenilik: YZ sistemlerinde yeniliklerin güvenli bir şekilde uygulanması için yetkili otoritelerin denetimi sağlanmalıdır.
Çerçeve Sözleşme'nin uygulanması sırasında, ayrımcılık yasağının da ön planda olması gerekmektedir. Taraf devletlerin engelli bireylere ve çocuk haklarına saygı gösterme, toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun algoritmalar geliştirme gibi konularda gerekli özeni göstermeleri önem taşımaktadır. Ayrıca, bu sözleşme, dijital okuryazarlığın artırılması ve teknolojik gelişmelere uyum sağlayamayan bireylerin yaşadığı hak kayıplarının önlenmesi amacıyla da önemli bir zemin sunmaktadır. Taraf Devletlerin, belirlenen yükümlülükleri iç hukuka entegre etmeleri gerekmektedir.
Çerçeve Sözleşme, Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkeler için de imzaya açık olup, bu süreç, dünya genelinde yapay zekanın etik ve insani ilkelere uygun olarak geliştirilmesi ve uygulanması yönünde atılmış önemli bir adımdır. Vurgulanan ilkeler ve çözüm süreçleri, yapay zekanın insan haklarını ihlal etme potansiyelini azaltmakta ve otoritelere bu konuda sorumluluk yüklemektedir. Sonuç olarak, bu sözleşme, yapay zekanın dikkatli ve özenli bir şekilde kullanılması, bireylerin teknolojik sistemler karşısında dezavantajlı durumlarının giderilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.

Be the First to Comment